Torpilim falan olmadan Milliyet, Hurriyet, Radikal, HaberTürk, Cumhuriyet vs vs vs bunlarda staj yapamaz mıyım? İllaki bir yerden torpil bulmak zorunda mıyım yani?

Kimle konuşsam "yooo olm, torpilin yoksa hiç gitme bile yol parana yazık" diyorlar. Geçen kampüste bir kız arkadaş "Hurriyet'te çalıştım" dedi "aa nasıl aldılar ki?" dedim, ilk kelimesi "torpil" oldu.

Ulan HaberTürk binasının önüne gidip bir yazara-çizere iş atmayı düşünüyorum artık. Belki 2 meramımı anlatırsam anlayışla karşılayıp yardımcı olur diye. Ama tabi yok olmuyor.

Hee bir de son olarak HaberTürk'e internetten başvurulabiliniyormuş. Harbiden "yol parama yazık" biri link falan versin bari?

gittiginiz avm ler için genel yorumlarınız nedir?

6 7 sene önce spor yaparken sağ el serçe parmağım kırılmıştı. Doktora gittiğimizde acemi miydi neydi artık kemiği düzeltmek yerine sadece parmağı diğer parmaklara birleştirip sargıladı. Yanda şu anki fotoları var. Aslında ne görüntü olarak ne de normal zamanda bir sorun yaratmıyor benim için ama amaaa.. ta ki uzun süre ya da hızlı yazı yazana kadar. Çok hızlı yazdığımda serçe parmağımdan bileğime kadar giden bir ağrı oluyor, dayanamıyorum, mola verip elimi dinlendirmem bile gerekebiliyor.

Şimdi malum bu sağ el bende sağlak bir insanım kırdırıp yeniden yaptıramam hele de okul döneminde. Ne yapmam gerekir? Ki çözümü de kırdırıp yeniden alçılattırmak mıdır? Ne kadar süre de iyileşir? vs.. vs..

Not: Resimlerde parmağım ayrık duruyor ama normalde hiçbir sorun yok kullanımda ben yamukluğu belli olsun diye ayırdım =)


yfrog.com

yfrog.com

kış aylarında en iyisi evde ayakkabı giymek.
terlik giyince ayağın arka kısmı açıkta kalıyor. tabii hayvan kafası olanlar ayrı...
ben ayakkabı almaya karar verdim:

- yumuşak
- ucuz (20-25 tl)
- spor

olmalı...

var mı öneriniz?

gönülçelen dizisinde bir sahnede Murat deniz kenarına gidiyor arabasıyla. Orada bir kadın şarkı söylüyor. Eski taş plaklardan sanki. ama ne sözünü hatırlıyorum nede bulabiliyorum.varmı bileniniz ?

Arkadaş bu kantinciler neden suyu sürekli kaynar vaziyette tutuyorlar? Hiç değilse içilebilir bi sıcaklıkta tutsa daha az gaz harcamaz mı, cebinden daha az para çıkmaz mı? İlla dilimiz damağımız yanmaktan hissizleşecek de anca öyle mi rahatca içebilcez? Ders arası dediğin 10 dk ama üfleyerek bile soğumuyor lan.

efenim öncelikle merhabalar.şimdi benim ev arkadaşım izmir alsancakta (orjin dedi adına) bir parfümcüden 35 liraya 50 ml armani he almış.sorduğunda kesinlikle orjinal isterseniz kontrol ettirin tester ve hasarlı kutu mallar satıyoruz biz demişler.
şimdi sizce buna inanmalı mıyız?mümkün müdür 130 liralık orjinal parfümün kutusu hasarlı diye 30 liraya gitmesi??

Selam canlar,

Son gün ne zaman? Baktım ama kafam karıştı. (3. sınıfa geçiş intibak dersleri alıyorum)

Geçen sene son dönem harcımı yatırmamıştım bu sene ile birlikte toplam ne kadar öderim? (Bölüm işletme)

Garanti internet şubemden yatırma şansım var mı?

Teşekkürler

uzun zamandır niyetliyim şöyle güzel koyu renk(tercihen siyah) bir spor ayakkabı alıyım diye.mağazalara pek fazla bakamadım ama bugün gördüğüm kadarıyla adidas ve nike alınamayacak kadar kötü modellere sahip

marka takıntım yok,bütçe en fazla 350-400 tl
kriterlerim şunlar; rahat olması, güzel görünmesi ve spor-klasik arası bir giyimde sırıtmaması

ey duyuru gençliği önerilerinizi alabilir miyim?

selam panpalar!


yalnızca bir kez özel ders verdiğim çocuğun annesi aradı. çocuk sınavdan 45 almış. 4'e gidiyor. biz bu veletle dersimizi ilk sınavdan bi gün önce yaptık, o zamana kadar işledikleri konuları bi özet geçtik.

ertesi gün çocuk gidip 45 almış. quizlerde de 60 ve 35 almış zaten.

şimdi bu kadın beni suçlar gibi konuştu bugün, benim de kafama takıldı. ben bu gadına nasıl laf anlatayım? ''2 derste aynştan mı olucak çocuk amk? hele bi dur yeğenim soluklan'' diyemedim tabii(bkz: ekmek kavgası)

benim bu kadına güven veren ama bir yandan da olayın velette koptuğunu anlatan laflar hazırlamam lazım. ne diyelim sizce?

yaklaşık 7 yıllık telefonum iflas etti. alınca yıllarca kullanacağım için iyi bir şey istiyorum. bol özellik bir yana kaliteli, taş gibi olsun. bir 6-7 yıl beni idare etsin. durum böyle olunca vereceğim para önemli değil.

3g olsun. internete çok kolay bağlanabileyim, msn falan çok kullanıcam. nokia olmasın. iphone olmasın. şu altından klavye çıkan modellerden de olmasın. dokunmatik olursa süper olur.

ne dersiniz?

Bugün windows update şeysinden güncelleştirme yaptıktan sonra bilgisayarıma yeni bir windows live messenger kurulduğunu fark ettim. Tamamıyla "sosyal medya" entegreli yeni bir sürüm olmuş. Hatta tam sayfa görünüşte "windows live bugün"ü ortaya koymuşlar falan fark etmişsinizdir.

ilk olarak çok çirkin göründü gözüme ama alışmak zorundayız sanırım. eski haline geçme ihtimalimiz var mı? ya da bu son sürüm için plus çıkartıldı mı?

bi soru daha soracağım. kişi listesinde herkes ad-soyad şeklinde görülüyor. Kişi bölümünden ayarlanabiliyordu önceki sürümlerde ama bunda olmuyor falan.

Neyse bu yukardaki sorular hakkında fikri olan var mı? Memnun musunuz lanet olası yeni sürümden?

doktor ya da hastane ya da klinik?

kız arkadaşımla dün gece alkollü bir davete gittik. kız milleti malum, azıcık içince yamuluyor geneli. eve taşımak zorunda kaldım. yolda bana bişeyler itiraf edeceğini söyledi, eve gelince de "seni seviyorum ama sana aşık değilim. bazen senden nefret bile ediyorum ama yanında kendimi güvende hissediyorum. beni koruyacağını biliyorum." dedi ve yattı uyudu. bana geceyi zehir etti ama farkında değil. sabah konuyu hiç açmadım, o da muhtemelen bunu söylediğini hatırlamıyor ama içim içimi yiyor.

seviyorum ama aşık değilim ne demek ya? nefret? ne yapmak gerekir? bu ilişki sizce ne tür gelişmelere gebe?

20 yaşında bi bayanım ve 30 yaşında bi beyle 1 senelik evliyim. evlenmeden önce üniversite kazandım 1 sene gittim ama sonra devam edemedim. bende değerimi bilir diye benden 10 yaş büyük birisiyle evlendim eşimi çook seviyorum ama artık katlanamıyorum daha doğrusu ailesini katlanamıyorum. kaynanam ve kayınbabamla bizle birlikte yaşıyorlar bide kaynanamın kaynanası düşünün yani. 3 yaşlı insan bu yaşımda bana ağır geliyo. evlendikten sonra gideceklerdi ama daha öyle bi niyetleri yok ben de kötü olarak ayrılmak istemiyorum. eşimse hiç olanlara aldırmıyor. beni sanki onlara hizmetçi aldı. eşim memurdur. akşam 5 de eve gelir yemeğini yer ve hemen pc başına geçer. benle ilgilenmez. bunları ona söylediğim zamanda beni çok sevdiğini ve onlar varken benle ilgilenemeyeceğini söyler.onların yanında konuşmayız bile. ben onları rahatsız edeyim bıksınlar gitsinler diyorum ama hep onlar beni yıldırıyor. bi yere gidecek olsalar bile kaynanamın kaynanasını eve bırakırlar o zaman bile yalnız kalamayız. bi insan ancak bu kadar düşüncesiz olur. ne yapsam bilemiyorum...

Makina yüksekokulundan sonra aöfde işletme için hazırlık okunuyor mu ?

efendim bu adamcağız şarkının nakarat kısmında(in my hour of need'ten sonra) ne diyor,bir türlü anlayamıyorum. anlayan beri gelsin mümkünse.

video.uk.msn.com

duyuruyu kapadım dışarıya. elinde olan ya da link bulan varsa çok sevinirim. bana yollarsa daha da sevinirim.
teşekkürler.

ingilizce bir şarkı.
"i can't find the way back home" ya da "i can't wait to go back home"
gibisinden bir şey söylüyorlardı. tok sesli amcalar söylüyorlar. şarkı düet şeklinde. şarkının türü rock.

delireceğim yardım edin pls :S

evde kalorifer böceği var. bu detan'ın tablet şeklindeki böcek ilaçlarından koydum bi kaç yere ama ilacın üzernde hamam böcekleri içindir falan yazıyodu. acaba kalorifer böceğine de faydası olur mu? başka ne tür ilaçlar işe yarar? bilgisi olan?

duyuruyu dışarıya kapalıdır. aradım ama bulamadım. elinde olup upload edebilecek olanlar yada her türlü link :/

teşekkür ederim.

merhabalar!türk sinemasının en komik filmi ya da filmleri sizce hangisidir?

şimdi bir sevgiliniz var. yazın tanışıyorsunuz ve ona yakın olmak için sonbaharda okulunuzu ve şehrinizi değiştiriyorsunuz. ne oluyorsa oluyor, bir gün maillerini açık unutup gidiyor. siz bilgisayarınıza oturduğunuzda mailini açık unuttuğunu görüyorsunuz. tam log out'a tıklayacakken bir mail dikkatinizi çekiyor. açıyorsunuz, o da ne?

ona yakın olmak için yeni bir şehire geldiğiniz gün fransızın birine mail atmış. demiş ki; "bi gün bi yerlerde tekrar buluşacağımıza eminim. birlikte içki içip kafayı bulduktan sonra sıcak bir mum alevinde rüya kadar güzel şeyler yaşayabilirdik".

bu arada bahsi geçen fransız da sizle tanışmadan bir gün önce kaldığı otelde tanıştığı bir fransız olsun. ne yapardınız? ne tepki verirdiniz?

olay artık geçti, gitti, çok oldu hatta. ancak söz konusu ex-sevgili sürekli bu konu üzerinden ve o gün söylenen laflar üzerinden mesaj atıp duygu sömürüsü yapmayı ya da üzmeyi sürdürüyor. üstelik kimseyi kırıp üzmeyi istemeyen, iradesi zayıf ve kırılgan birisin?

şiddet vs. gibi bişey yok ama yine de verdiğim tepkiden dolayı vicdan azabı gibi(tam olarak olmasa da) garip ve kötü bişey hissediyorum. birinin özel hayatına izinsiz müdahale ettim ve bunun sonucu hakaret ettim. esasen hiç işim değildi, beni ilgilendiren bişey de değildi.

velhasıl, dediğim gibi sizler ne tepki verirdiniz?

Depresyonum olmadı benim. Olduysa da, farkında değilim. İyi günlerim de oldu, kötü günlerim de. Ne ölümü istedim, ne de yaşamaktan sıkıldım. Pek çok üzücü olay, sıkıntılar yaşasam da, yaşamak hep güzel geldi bana.

Çok sık karşılaşır oldum depresyona girmiş insanlarla. Bana mı öyle geliyor, bilmiyorum. Çok yaygın sanki.

Bu konuda ister istemez, sıklıkla düşünür oldum. Depresyonla ilgili çok da bilgim yok açıkçası. Yaşamışlığım da. Anlamakta zorluk çekiyorum, bu durumu. Durumlarını hafife aldığımı düşünmenizi istemem de, çok mu zor depresyonu atlatmak? Nasıl geçer? Depresyona girip, kendi çabasıyla çıkabilen var mı bildiğiniz? Psikolojik destek şart mıdır? Depresyondaki kişilere, çevresindeki insanlar ve yakınları, nasıl destek verebilir?

Belki birilerine faydamız dokunur diye açtım bu duyuruyu. Merakımı gidermek için değil.

Sayın ahali;
Boğazım şiş, öksürük var, bazen hafif ateş. Çok nadir başım ağrımasına rağmen baş ağrısına dayanamayıp sabah uyandım. Minoset plus ağrısı hafifletse de başımı aşağı indirince zonklamaya başlıyo. Hayır bide göz kaslarım oynar eklemlerim felanda ağrımaya başladı. Nedir sizce

Arkadaşlar, tamam öyle çok çok deli gibi profesyonel olduğumu iddia etmiyorum. Fakat inanın 10 gün boyunca sabah 9 akşam 7 kafamı makinadan kaldırmadan bu siteyi yaptım. Sizce bu site ne kadar yapar?

www.seis.com.tr

6-7 tane fotoğraf çektim, rengine dün kahverengi dedim de kahverengi değil bu. baya koyu bi renk. koyu bok rengi gibi bişey. az kullanıldı baya, biyerinde bişey yok. en az kaça gider?

img690.imageshack.us
img713.imageshack.us
img821.imageshack.us
img291.imageshack.us
img833.imageshack.us
img195.imageshack.us
img185.imageshack.us

Soru başlıkta.

sakin yazdığıma bakmayın, felaket sinirliyim. elim ayağım titriyor şuanda.

öncelikle hikayenin başını kaçıranlar şuradan olayların başlangıcını okuyabilir ki fikir vereceklere yardımcı olacağını tahmin ediyorum; www.eksiduyuru.com

ek$i'ye durumumu anlattıktan sonra rutin hayatımızda pek bişey değişmedi açıkçası. "ayrılalım" demesinden bir sonraki sabah hiçbir şey olmamış gibi sırnaşmaya başladı, pek yüz vermedim. suçluluk psikolojisi midir nedir, bilmiyorum bunun üzerine ultra anlayışlı davranmaya başladı bir-iki gün. o günden bugüne "bitse de gitsek" havasında sürdürdük bu birlikteliğimizi.

iki gün önce birlikteliğimizin üçüncü ayıydı ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık, oraya gittik. ben bu ilişkiyi tam olarak nasıl bitirmem gerektiğini, ne demem gerektiğini düşünürken elimi tuttu ve "seni anlıyorum, bundan sonra sana daha fazla destek olup ev işlerinde de yardımcı olacağım." dedi. ben bişeyler söylemeye çalıştımsa da açıkçası kelimeler ağzımdan bi türlü çıkmadı. "pekiiii, cumadan beri ne değişti? sözünü tuttu mu?" derseniz, hayır, hiçbir şey değişmedi.

bu sabah kahvaltıdan sonra benim bilgisayarımdan facebook benzeri sosyal paylaşım sitelerinden birine girmiş, ben de o ara onun bilgisayarının kurulumu ile uğraşıyordum. tesadüf bu ya, telefonu çaldı ve içeri gitti. ben de bir dil paketi indirmek için kendi bilgisayarıma geçtim. normalde hiç adetim değildir, üç aydır ne telefonuna ne mesajlarına ne de bişeyine bakmışımdır. ancak o an ne olduysa şeytan dürtükledi ve gelen kutusuna tıkladım. tıkladım ki ne göreyim? herifin birine "sen de kafa güzel yapan şeylerden var mı? arkadaşlarla partyler yapıyoruz da" yazmalar, öbürüne "senin kız arkadaşın vardı, ne oldu? aldatmayı düşünürsen ben buradayım"lar, falan filan. kan beynime sıçradı, nevrim döndü tabi.

sinirli biriyimdir ama çok sakin davranırım lakin etten kemikteniz sonuçta, mesajları görünce bi an elimin kolumun şimdikinden çok daha şiddetli şekilde tir tir titrediğini hatırlıyorum. bu arada belirteyim mesajların bazıları benimle birlikteyken, bazıları ise benden önce atılmış. tabi ne kadar önemli? karakter elzem olan sonuçta. ilişkide olan birini yoldan çıkarmaya çalışanda ne kadar bulunur?

neyse, uzatmıyayım. odaya dönünce olanca gücümle kendimi sıkıp sakinliğimi korumaya çalışarak "hiç beni aldattın mı?" dedim, şaşırdı ya da şaşırmış gibi yaptı. "anlamadım" dedi. "gel, anlatayım" dedim ve mesajları gösterdim. "tarihlere baksana yaa" demez mi pişkin pişkin? hani sanki herşey çok normal gibi. ben de bunun üzerine ilişkimiz içerisinde attıklarından birini gösterdim.

bişey değiştirmeyecek olsa bile insan bi özür falan bekliyor di mi? ya da bi utanma? bunların hiçbirisi de yoksa ses çıkarma bari. neredeee? ablam bi de üzerine "attım ama hiç yapmadım ki" demez mi? "ya" dedim, "şaka mı yapıyorsun? makara falan mı?". hani bunlara verilecek tepki bu mudur? ben belki utanır diyordum ama hala konuşuyor. hatta yetmedi üzerine "özel hayatıma saygı göstermemişsin" diye azara kalkar gibi oldu, dayanamadım, allah yarattı demeden geçirdim bi tane suratının orta yerine. çok sağlam geçirdim ama, üç tur burgu dönüp duvara yapıştı. buradaki bayanlardan da özür dilerim ve gerçekten üzgünüm, hayatımda ilk kez bi bayana el kaldırmış oldum.

başladı ağlayıp zırlamaya. utanmadan ya da acıdan falan değil ha, yüzü şişerse güzel görünmeyebilirmiş. "yahu" dedim, "sana diyecek bişey bulamıyorum ama galiba ben bunu hakettim". bu arada sinirlenince ve verdiği tepkiyi de görünce içime atmaktan olsa gerek kapının camını da aşağı indirmişim, elim falan kanamış, onu temizledim. bu o sırada birilerini aradı.

ben salona girince telefonuyla uğraşmaya devam ederek "ben gidiyorum" dedi, ayıptır söylemesi "siktir, durduğun kabahat" dedim bende. neyse abi, tekrar banyoya döndüm elimi falan sardım, baktım beni çağırıyor. "ne var?" dedim, yüzsüz yüzsüz "gidecek yerim yokta sen iki-üç gün gider misin? ben bi yer bulana kadar" dedi. cevap bile vermedim.

şimdi kültürümüz gereği kadını ortada bırakmak olmaz, ben birazdan çıkıp gideceğim. nereye gideceğim ben de bilmiyorum çünkü bu şehire geleli bir ay oldu ve tanıdığım kimse yok. açıkçası cebimde para da yok ama olsun, gideceğim. bu yüzsüz insan müsveddesi ile aynı havayı soluyamam daha fazla. bu arada soracaklara söyliyeyim, kızın beni kapı dışarı etme şansı yok, ev sahibi çok kafa adamdır. beni sever ve beni muhattap alır sadece, kontrat vs. benim üzerime.

velhasıl kelam sizce doğru mu yaptım? herşey bi yana içim burkuldu be usta, valla. hani hakedecek bişey yapmadım. daha öncede başıma böyle bişey geldi ve çok zor atlattım. o günden beri insanlara güven problemim vardı ve yeni yeni atmaya başlamıştım. ne olacak şimdi? bu olanlar bundan sonraki hayatımı ve ilişkilerimi etkiler mi? etkilerse nasıl etkiler? bir daha kimseye güvenemeyecek miyim? şuan içim buruk, üzgün müyüm? onu bile bilmiyorum. sadece haketmediğimi düşünüyorum ve verdiği tepkileri düşününce sinirleniyorum.

ps: bütün hayatımı burada ifşa ediyormuş gibi hissettim kendimi. öyle düşünüp beni ayıplabilecek arkadaşlara söylüyorum, cidden etrafımda konuşabileceğim kimse yok. ülke bile yabancı ak. temeli budur olayın.

ps2: ya biliyorum, çok daha hayati meseleler var ama bi süre üstte kalabilir mi? birilerinin fikirlerine belki de dertleşmeye herşeyden çok ihtiyacım var.

özel hayatımdaki problemlerimin tavan yaptığı dönemde tam birileri ile konuşma ihtiyacı duyarken gece yarısı burada herkesin bu tip şeyler sorduğunu hatırladım.

yabancı bir ülkede üniversite okuyorum. bu ülkenin bodrum'u olarak tabir edilebilecek yazlık şehirlerinden birinde okuyordum ancak yazın bir kızla tanıştım. o da yabancı; çinli. o da o sırada tatil için oraya gelmiş. bir süre takılmaya başladık ancak kız esasen 700 km uzakta okuyor ve oturuyormuş. tatil bitipte kız dönünce irtibatı kesmedik, her hafta sonu o geldi ya da ben gittim ve 1-2 ay sürdürdük bu ilişkiyi. derken bi gün hangi filmden özendiysem "ulan madem mutlusun, peşinden koş" dedim kendi kendime ve onun okuduğu şehirde okumaya karar verdim. 1 eylül itibarı ile kendi üniversitemden belgelerimi aldım, atladım buraya geldim.

yaşadığım şehir küçük bir şehirken burası bu ülkenin ankara'sı olarak tabir edilebilecek bir yer. ilk 10 gün azap gibiydi. kimseyi tanımıyorum, etmiyorum. hem yürüyerek 10 dakikada şehri gezebilirken bi uçtan diğer uca gelmek için 5 vasıta değiştirmenin gerek olduğu bi yere düşmüşüm. afalladım tabi. arkadaş yok, bişi yok. kız dışında tanıdık yok. sonuçta erkek adam her muhabbeti yapamaz ki kız arkadaşıyla da. başka şeyler de gerekli. her neyse, konuya dönelim.

geldim, bir ev tuttum ve birlikte yaşamaya başladık. ancak bir türlü anlaşamıyoruz. bi kere felaket bencil. sürekli hep bana modunda. ayrıca tembel. hani bulaşıklar 10 gün dursa "nolacak yav bize ne zararı var?" der. aldığını yerine koymaz. savruk, dağınık vs. bu çinliler çin'in tek çocuk politikası yüzünden tek çocuk olup şımartılmaya alışıldıklarından hep böyleymiş, onu da burada gördüm. bunun bi arkadaşı var, yurtta kalıyor. odasına gittik, gitmez olaydım. duvarlar yağ içinde, yatağın üzerinde elma-armut çöpleri vs.. neyse, konuyu dağıtmıyayım.

şuraya geldiğimden beri yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik bende. yav mutlu olacaz, ses çıkarmiyim diyorum ama ses çıkarmayınca da bi şekilde surat yaptığım oluyordu istem dışı. sonuçta etten kemikten insanız. hani görüp anlasın diyorum, yok. en son "yemeği ben yaparım" dedi ve 1-2 gündür yemek yapıyor. öyle "vaaay çin yemeği haa" demeyin. yağda pişmiş lahana, coca cola ile pişirilmiş tavuk, martinili omlet gibi şeyler...

son 1 haftadır olaylar had safhaya ulaştı. ben geldiğimden beri elime ne geçtiyse ortak harcadık ki helali hoş olsun ama öğrenciyiz, malum. gelen para belli. bu hafta gelen paradan isteği üzerine internet aldık, alışveriş yaptık şudur budur derken demez mi "hani salsa kursu?". hayatım dedim ekonomik durum bu hafta izin vermiyor falan filan. bu seferde "sisley'den cüzdan o zaman?" dedi. ben direk fatal error verdim haliyle. "yav bu haftayı atlatalım" diye alttan alayım derken "ben geçen gün param varken cüzdan almadım, eve yemek aldım sen bana cüzdan almıyorsun" demez mi. ulan zaten 1 kere alışveriş yaptın, o da odur. bu söylenir mi? bunların hesabı tutulur mu? ben buraya senin için gelmişim, son kuruşuna kadar senle yemişim. bende şalter attı, elime ne geldiyse vurdum duvarlara.

olaylar böyle başladı. 1-2 böyle küçük kavgalar ve anlık barışmalarla geçirdikten sonra bu sabah parası yokmuş, para istedi. insanlık hali, bende de yoktu. 1 lira falan vardı. çıkardım, verdim. dedim yok valla başka. aldı, gitti. sonra gün içinde interneti bağlayan firmanın teknik servis elemanı geldi hattı açmaya. tabi bununda ücreti varmış, ben adamı evde bırakıp yana döne para aramaya çıktım. adam hattı benim pc'ye göre ayarlamış. neyse, parayı buldum adama ödedim. gittim en ucuzundan bi sigara aldım. kalan 3 kuruşlada üniversiteye gittim, bunu alıp eve getirdim. abi gelir gelmez demesin mi "kendine almışsın, bana ayarlatmamışsın interneti" hoppalaaa.

ulan zaten isteyen sendin, adam böyle çekmiş kabloyu. al sen kullan diyorum, yok diyor sonra gelip "internetini kullanabilir miyim?" falan. yav yapma böyle, benim senin mi var falan diye alttan almaya çalıştımsa da sinirlerimi felaket zorladı. tutup demez mi "ooo kendine sigara almışsın, bana sabah para vermiyorsun" diye. canım öyle değil diye anlatmaya çalışıyorum iplemiyor. gelip durduk yere tokat atıp gitmeler, "ben kadınım tamam mı" diyip hakaret edip gitmeler falan. normal insan hareketleri değil yani. sonra durduk yere laf sokmalar. "üff buradan sıkıldım, yeni bi yer bulacam gidecem" vs. falan böyle "yapma etme" diyorum, yok. zaten ben sinirlenince daha çok sinirlendirmek için elinden geleni yapar. eline bi elma almış, geldi oturdu yatağa. kulağımın dibinde başladı bilerek şapırdatmaya. 1-2-3 derken bu kesmeyince tuttum masadaki bardağı vurdum duvara. bu arada bardağı küllük olarak kullandığımız için içi sigara doluydu, salon mahvoldu yani. iki saat yerleri sildim, evi havalandırdım falan. velhasıl şimdi de "ayrılalım" dedi. yeterince ilgi göstermiyormuşum, salsa kursu için para ayıramamışım 2 haftadır falan filan. salsa kursu deyip geçme, elzemmiş. 2 sene sonra mezun olduğunda mezuniyet töreninde yapacakmış.... ulan yemek-çamaşır-bulaşık-okul-okul kayıt işleri-ikamet şudur budur derken uyumaya vakit bulamıyorum ki kalanı yine sana harcıyorum. "peki" diyebildim buruk şekilde. "bunları ona anlatmaya çalıştın mı?" demeyin, anlatmaya çalıştığımda "zaten sen hep cevap vermeye çalışıyorsun" falan diyor. içimde küçük bir acı ve buruk oldum, sonuçta o kadar şey paylaşmaya çalıştım, kendimce emek verdim. hiç bişey olmasa aynı yastığı paylaştık ama ben bunları düşünürken karı kıçını döndü horlamaya başladı.

sözün özü: ben mükemmel değilim kuşkusuz ve kız çok güzel. güzelliğinin de farkında, yeri gelince de kullanır. zeki yani.

bütün ilişki boyunca onu değiştirmeye çalışmadım, olduğu gibi kabul ettim yani. kolay sinirlenmem ama sinirli biriyimdir. duygusuz görünürüm. ilk anda tepki vermem herşeye. böyle yalaşap ilişkileri sevmem. dinlemeyi severim. ciddi biriyimdir. o ise çok çocuksu hatta hala çocuk belki bilemiyorum. ilgi budalası. ukala. bi de sertliği sever. yapı olarakta böyle sertliği sever yani. hakaret, sert hareketler ne bileyim yatakta hep "benden nefret et." falan der. onu suçlamıyorum, böyle görmüş belki. bunları yazıyorum ki akıl-fikir verebilecek arkadaşlar gözlerinde şöyle bir canlandırsınlar.

velhasıl uzun oldu, vakit ayırıp okuma zahmetine katlananlara soruyorum:

"sizce ne yapmalıyım?"

-bu ilişkiyi kurtarmaya çalışıp daha çok mu çaba sarfedeyim? ona ayak uydurarak yani.
-bitmesine izin mi vereyim? zaten yalnız olduğum bu şehirde daha da mı yalnız kalayım?
-bişeyler bişeyler

teşekkürler.

ps: uzun süredir memleketten uzak olduğum için yazım yanlışı, imla falan mazur görün. türkçe klavyeyi bile zor bulmuşum. :)

edit: ahahaha, dedikodu yapar gibi yazmışım yav. tövbe.
edit2: moderatör arkadaş, rica etsem sabaha kadar üstte kalabilir mi? zaten bu koca şehirde tek başıma kalmışken bir-iki tavsiyeyi çok görme.

merhaba arkadaşlar. ismini hatırlayamadığım bir film vardı. filmde biraz yaşlı bir adam ( filmde bir yazardı galiba) kendinden yaşça küçük bir kadını kendine aşık ediyordu. ve kadın, adamın gerçekten kendini sevdiğini zannediyordu ama filmin sonunda adamın eski sevgilileri albümüne yeni bir kadın fotoğrafı eklemek için kendisiyle ilgilendiğinin farkına varıyordu ve kendi resmini de bu albüme yerleştirip adamdan ayrılıyordu. evet tam anlatamadım ama bilen, hatırlayan olursa çok sevinirim :)

2003-2010 yılları arasında sizi en çok güldüren ve şuan aklınıza ilk gelen filmler ?

erken uyarı :

shaun of the dead
the hangover
h-fuzz
pin express

söylemeye hiç gerek yok tabii ki

2 yildir birlikte oldugum insanin yalan soyleme hastaligi var. Bunlar aslinda oyle atla deve yalanlar degil. Kucuk kucuk yalanlar. Ornegin bir yere aslinda yalniz gitmek istiyor, beni arayip "vazgectim gitmicem" diyor. Bu konu cok fazla oldugu icin bi gun patladim. Bana ailesinin devamli tepesinde oldugunu, her dakika her seyi sorduklarini, insanlarla ufacik seyler icin bile olsa yuzlesmekten korktugunu, bu yuzden de aslinda hicbir onemi olmadigi halde yalanlar soyledigini soyledi. Mesela "aileme kiz arkadasimin evine gidiyorum desem sonucta kimse problem etmeyecek ama ben buraya gelirken bile ofise gidiyorum" diyorum dedi. Ailesi benden haberdar zaten, hani gizlenecek bir konu da yok. Ama dedigim gibi, gercekten devamli tepesindeler "nerdesin? ne zaman geliceksin? ne yedin? ne yiyeceksin? kacta geliceksin?" - bazen benim bile icimi sikiyorlar.

En cok da ablasi problem. Ablasi 30 yasinda ve neredeyse kendini erkek arkadasimin sevgilisi zannediyor. Cok kaprisli, hemen hemen hic arkadas yok ve tek arkadasi benim erkek arkadasim gibi bir sey. Kendimi resmen bir rekabet icinde hissediyorum zaman zaman. Erkek arkadasima da ablasiyla ilgili kotu konusmak istemiyorum ama iliskimizde ciddi bir yerlere dogru gidiyor. Erkek arkadasim konusunda suphelerim (bu yalan soyleme isi disinda) yok ama ailesinin bu durumu, ozellikle ablasi ileride problem olur mu diye dusunmekten kendimi alamiyorum. Yani evlensek, boyle her seyin icinde bir abla istemem ben tepemde. Asabi de bir insanim. Tepem atarsa ortaligi karistiririm.

Belki normali boyle, ben anlamiyorum dicem. Ben tek cocugum ve cok siki fiki aile baglarimiz da yok, bu tip seyler bana fazla geliyor. Ben mi abartiyorum?

Hem yalan mevzusunu, hem de bu abla konusu ne yapayim bilemiyorum?

gerekçeli ispiyon ile entryim silinmiş. şimdi ben buna çok içerledim. saçma olabilir ama içerledim işte ya :(

benden önce yazan yoktu entryi. bir anda peydah olmuş. sanırım yazan eleman çaylaktı, yazar olunca da entry ortaya çıktı. benimki de güme gitti. haksızlık yok mu yaani şimdi. benim tarihçemde hayvan kadar döyzb olması, hele hele o caaanım entry nin silinmesi :( daha fazla devam edemiyc..

nereye itiraz edebilirim ?

Gun boyunca dinledim, pek begendim. abartiyor muyum acaba?

tinyurl.com

şimdi, şey. ben ayakkabı alıcam. böyle birkaç gündür bakınıyorum, nağpsam ne etsem diye. altı üstü düz bez ayakkabı istiyorum, öyle kopmlike bişey değil. küçük resimdeki gibi aynı. böyle vans olmak zorunda değil illa da. ama nereye gitsem beni converslerle oyalamaya çalıştılar. pes etmedim. istanbulda nereye gidiyim de bulayım böyle bişey?

bir tweet'e reply diyorsunuz ya, verdiğiniz cevap sizin sayfanızda görülüyor. karşı tarafın duvarında yazmıyor. o kişi nasıl haberdar oluyor bundan?

ps: evet, yeni yeni öğrencem bu mereti.

arkadaşlar bu sene yıldız teknik makine mühendisliğini kazandım.sizce buradan iyi bir ortalamayla mezun olursam okulun adının da bana vereceği bir destek varmı iş konusunda? kısacası buradan mezun olup iş bulmak kolaymıdır?

grupça yapılacak bir iftar olacak. özellikle kebap konusunda iyi bir yer olsun istiyoruz. esnaf lokantası şeklinde değil de daha güzel, farklı bir şeyler istiyoruz. bir de çok uçuk fiyat olmasın istiyoruz. evet biz çok şey istiyoruz.

tavsiyede bulunacak herkese çooook teşekkürler.

baslık biraz sacma oldu farkındayım ama ögrenci oldugumuzdan mutevellit ekonomik sinema arayısı ıcersindeyim bnm bildigim bi yesilcam sinemasi var 5 lira ücreti. bu sinemanın dısında ama bu tarzda olan sinemalar var mıdır?

Eski tip bir dolap bu. Profilo tek kapılı. İçinde buzluğun sağ altında 7 kademeli bir soğutma zımbırtısı var. Ortasında da kırmızı bir buton. Dangalak gibi bastım ona motor durdu.

Dikkat ediyorum da dün geceden beri çalışmıyor alet. Nasıl yapmalı ki dolap tekrar çalışsın?

Bilen biri yardım etse ne güzel olur...

Selam saygıdeğer ekşi duyuru insanları. Şu linkte: www.nadirkitap.com görülen Macmillan Heinemann Skilful 1 ve 2 kitaplarının cd'lerini aramaktayım. Öncelikli olarak internet üzerinden nasıl temin edebilirim. Elinde olan varsa yükleme yapabilir mi? Ya da kaynak bilen?

takip ettiğim kişilerin tweetlerini görmemek için, sanırım liste oluşturup, onları oraya ekleyebiliyormuşum.

ben liste oluşturdum. kişileri de ekledim ama hala benim tweet yazabildiğim ekranda onların tweetlerini görüyorum.

nasıl kurtulurum bu durumdan? anneye anlatır gibi anlatın lütfen.

teşekkürler

İstanbul'dan İzmir'e hangi firma ile gidilir? Esenler otogardan binilecek.Fiyatı uygun,güvenilir hangi firmayı öneriyorsunuz? Kaç saatte giderim bu arada?

sabah kahvalti tabaginda bir tel
sacimi her tarayisimda 4-5 tel
toka cikarirken 2 tel
boyle boyle gunde 30 tel sacim gidiyor hafiz. erkegim, yas 21, sac orta uzunlukta. gunde bi kere sampuanla yikarim. ne yapsam da dokuldurtmesem?

caps yok bu arada.

radyo eksen dinlemeyi seviyorum ama bazen bi tutturuyolar abuk sabuk 1 saat çalıyolar. işte o zamanlarda açabileceğim alternatif bir radyo önerisi rica ediyorum